KISA bir zaman önce Çin’de başlayarak tüm dünyaya yayılan CORONA VİRÜSÜ salgını bugün bize kadar ulaşmış olup, hem geçmişimizi, hem de yaşantımızı muhasebe etmemizi sağlamaktadır.
Dünyadaki süper güçlerin gözle görünmeyen bir nesneye yenik düştüğü ulusal medya haberlerinde neşredilmektedir.
Geçmiş tarihleri araştırdığımızda NUH Aleyhisselam zamanında, insanların büyük bir çoğunluğunun asi ve isyankarlıkları karşısında, Yüce Allah tarafından, tufan çıkacağının Nuh Aleyhisselama vahyedilmesi üzerine, tufana karşı önlem olarak hazır hale getirdiği, kendisine inananların binmesinden sonra kopan Nuh Tufanında gemiye binenler kurtulmuş, asi olan ve inanmayanların ise helak olduğu tüm ilmi ve dini kitaplarda geçmektedir.
Bugüne kadar birçok virüs salgınları olmuştur. Ancak insanlık tarihinde hiçbir virüs bu kadar tahribat yapmamıştır. Çok kısa süre içinde bütün dünyada etkisini gösteren bu korona virüsüne kadar özel ya da kutsal yapılar insanların yüzüne kapatılmamış, hayat durma noktasına gelmemiştir.
Dünyanın üstesinden gelemediği Korona virüsü, 1400 yıldan beri varlığını sürdüren kutsal mekanlar, “Kabe-i Muazzama, Mescidi Münevvere, tüm camiler ve mescitler ile ibadet yerlerinin” Müslümanların yüzüne kapanmasına yol açmıştır. Bu duruma gelmemizde, tüm insanlık alemi ve Müslümanlar olarak, yeri göğü yaratan, her şeye kadir olan Yüce Allah’a nasıl hatalar, isyanlar yaptık ki bu kapılar yüzümüze kapandı ve böyle bir felaketle karşı karşıya kaldık. Bu durumları kafamızı iki elimizin arasına koyup hepimiz kendi kendimizi sorgulamalıyız.
Bana göre, bizler bu musibetleri hak ettik diye düşünüyorum. Sokaklara baktığımızda gece yatağa bile girilmeyecek şekilde kız çocukların mahremiyetten uzaklaştığı, evli bekar kadın yada erkek birbirine karışık anadan doğma gibi plajlarda haya ve edepten tamamen uzak sere serpe tatil yapmaları, öte yandan büyük haramlardan olan kumar, içki, zina, gayrimeşru yaşam ve faizlerin alabildiğince yaygınlaşması, yaşanan musibetlerin işaretleridir.
Bunların ötesinde, sudan sebeplerle can kıyımlarına, yetim hakkı yenilmesine, banane diyerek bir Müslümanın katledilmesine seyirci kalırsak, Allah’ın merhameti ve şefkati yüzümüze kapanır. Böylece, bu Korona Virüsü bizlere bazı şeyleri hatırlamamıza, uyanmamıza vesile olmuştur. Virüsten sonra Zinada yüzde 70, içki tüketiminde yüzde 55, kumarda yüzde 80, sokak kavgaları, vahşet ve dehşet oranında yüzde 60 oranında eksilme olurken, imandan saydığımız temizliğin yüzde 70 oranında artığını görmek, insanların bu virüs musibetinden nasihat aldığını göstermektedir. Böylece, “bir musibet bin nasihatten iyidir” atasözü tam da bu günümüze denk düşmektedir. Allah musibetlerden uzak kalmamızı ve doğru yolu bulmamızı nasip eylesin. Amin.
Saygılarımla.